"Sen değişirsen, Dünya değişir"

"Sen değişirsen, Dünya değişir"

Kişisel gelişim adı altında son yıllarda yüzlerce kitap, film, eğitim, seminer aldı başını gidiyor. Bir çoğu bildiğimiz şeyler aslında. Kimse dünyayı yeniden keşfetmiyor. Sizde böyle düşünüyorsunuz değil mi? Cevabınız evetse; O zaman sizde yanlış pencereden bakıyorsunuz demektir. 

Evet kimse size bilmediğiniz bir şey anlatmıyor ama hepsi size aynı şeyi fısıldıyor. Biliyorsun ama uygulamıyorsun, bakıyorsun ama görmüyorsun diyor. Amaç burada farkındalığı arttırmak, uygulamayı aktif hale getirmek. 

Değişim-Dönüşüm olgusu önce insanın kendinden başlar. Baktığınızda gördüğünüz şeyler farklılık göstermeye, artmaya yada eksilmeye başlıyorsa doğru yoldasınız demektir. Evvela içimize eğilmeliyiz dostlarım. Öz benliğimizi tanımalıyız. Bunu yapabilmenin ilk kuralı da öğretilmiş, ezberletilmiş, dayatılmış prangalardan kurtulmaktır. 

Ailenizden eş ve sevglinize, dostlarınızdan iş hayatınıza, inancınızdan ahlaki değerlerinize kadar her şeyden arınmalı ve kendinizi tanımalısınız. Yazarların çoğu her şey ilk cümleyi bulmakla başlar der, kitaplarını nasıl yazdıkları sorulduğunda. Çünkü "Başlangıç, varacağınız yerin aynasıdır." Ve unutmayın ki doğru, temiz bir başlangıç için güdümlü öğretilerden, ön yargıdan arınmış olmanız gerekir. 

Dünya üzerinde yaşayan her canlı kendince bir yaşam mücadelesi içindedir. Herkesin ve her şeyin sınavı, yaşanmışlığı, sevinci ve hüznü farklıdır. Her yük onu taşıyacak ruhla orantılıdır. Bundandır ki, bir ceylanın yemek yerken çektiği tedirginlik ile bir insanın hayatı ile ilgili yaşadığı terginlik arasında esasen hiç bir fark yoktur. Her canlıyı öncelikle bu dengeyi koruyarak gözetmek, düşünmek lazım gelir. Evvela bunu idrak etmeliyiz. 

Meşgul olmamız gereken ilk öncelik kendimiziz. Eksi ve artılarımızı, etki ve tepkilerimizi, değer yargılarımızı, istediklerimizi ve istemediklerimizi net olarak önce kendimize anlatmalı izah etmeliyiz. Kendi içinde netlik kazanamamış, değişken ve anlaşılmaz her birey, karşı tarafın anlayışını bekleyerek en büyük hatayı kendine yapmaktadır. Hem kendinin hemde karşısındaki kişi veya kişilerin karmasını oluşturmaktadır. 

Huzur denilen olgu dışarıda değil önce içeride aranmalıdır. Kendinizde bulamadığınız bir olguyu ne talep edebilir ne de kendinizden başka bir yerde ve kişide bulabilirsiniz. 

Nerden ve Nasıl başlayacağınızı düşünüyorsanız bunun en etkili başlangıç yolu kendi muhasebenizi tutmanızdır. Bunu yaparken kendinize dürüst olmanız şarttır. Tıpkı bir şirket muhasebesi tutar gibi gelir ve giderlerinizi yazacağınız, kasanızı sermayenizi detaylıca anlatacağınız bir defter edinin. Bu deftere büyük harflerle adınızı yazın. Şirket sizsiniz unutmayın! 

Özelliklerinizi, marifetlerinizi, eksik kötü yanlarınızı detaylıca kaleme alın. Madde madde kısa ama net ifadelerle alt alta yazın. Tepkilerinizi de yazın. Neye ne tepki verdiğinizi tespit edebilirseniz o tepkinin altında yatan nedenleri de bulabilir sorunu tekrar tekrar yaşamak yerine sorun teşkil eden durumları, kişileri bir bölgede toplayarak hayatınızın dışında bırakabilirsiniz. 

Bu defter sizin kara kutunuz olacağı için, yazmaktan çekinmeyin. Yazarken suçlayıcı, yargılayıcı ifadelere yer vermeyin. Bir tüccar olduğunuzu düşünün, bir işletmeniz var. Değer ve emek üzerine kurulu. Dış etkenler siz izin vermedikçe nasıl dış etken olarak kalacaksa sizde dışarıda kalmasını istediğiniz etkenleri önce kendi içinizde serbest bırakın. Uğurlayın. 

Muhasebenizi tamamlayın ve yazılarımı takip etmeye devam edin. Sizlerle paylaşacak daha çok konum var. Görüşmek üzere...

YORUMLAR

    Bu konuya henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...

YORUM YAZ