Hepimiz hayatımızın belli dönemlerinde ağır yaralar alır, kayıplar veririz. Çoğunlukla da insan elinden oluşur bu yaralar. Sevdiklerimizden, güvendiklerimizden, can bildiklerimizden gelir. Hepimiz bu cümleyle başlarız eski yaraları tazeleyen konuşmalara.
Oysa bunda şaşırılacak bir şey yoktur. Sevmediğimiz insanlar zaten kapının dışında gönlümüzün ötesinde kalan kısımdır. Bu sebeple bize derin hasarlar veremezler. Herkes hayat çemberi içine dahil ettikleriyle sınanır ki bu olağan düzendir.
Ruhunuza, hayatınıza, gönlünüze kambur edindiğiniz tüm kişi ve olaylar size bugününüzün yorgunluğu, yarınlarınızın temel engelidir. Ruh en büyük ve kuvvetli enerjidir. Onca yaşanmışlığa rağmen ayakta kalabilmenizi başka ne sağlayabilirdi ki zaten.
Fakat ruhunuzun da bakıma ihtiyacı vardır. Ruh ve bilinç bir bütündür çünkü. Arınma, rahatlama, imgeleme, olumlama vb tüm deyimlerin, çalışmaların tamamı ruhunuza, enerji sisteminize odaklı yapılmaktadır.
Kendinize ilk söylemeniz gereken “Hiçbir şey için geç değil” cümlesidir. Evvela sakin sessiz bir ortamda rahat olacağınız bir pozisyonda ister oturarak ister uzanarak kendi içinizde yolculuğa çıkın.
“Ben kimim? Ne istiyorum? Ne istemiyorum?” vb sorular sorun. Cevapları defterinize tarih tarih not alın. Bunu uygularken dürüst olun, açık olun, net olun. Amaç gösteriş yapmak sağda solda itibar kazanmak değil. Kendiniz ve avuçlarınızda çırpınan hayatınızı kazanmak. O yüzden kendinizi kandırmayın.
AFFET – AZAD ET – DEVAM ET! her sabah uyandığınızda bu kelimeleri görün. Anlamlarını kavrayın. Kimse size yapılanları unutun demiyor. Ancak hatırlamak, aynı olayı sözlü anlatımla tekrar etmek kısır bir döngü oluşturarak sizi hep aynı kaosun içinde hapsedeceği için, sadece o olaydan çıkardığınız dersleri hatırlayın.
“Söylenen söz vücut bulur.” Cümlesi size her tekrarınızda aynı enerjiyi farkında olmadan hayatınıza çektiğinizi anlatan en yalın uyarıdır. Velev ki insanlık tarihinin en korkunç acısını yaşadınız, haksızlığa uğradınız, kalbiniz kırıldı ve dahi küle döndünüz. İşte bu noktada yeniden gonca bir gül olmak sandığınız kadar zor değil.
Bunu size yaşatan kişiyi hayal edin. Ona içinizden gelen her şeyi net ifadelerle söyleyin ve sonra onu azad edin. Azad etmek ondan ziyade sizin için şifa olacaktır. Emin olun ki hiçbir yaratılan yaşattığını yaşamadan son nefesini teslim etmeyecektir. Burada anlamanızı istediğim şey sizin buna şahit olmanız ve bunun beklentisiyle kendi hayatınızı unutmamanızdır. Evvela kendinizi affedin. Akabinde hayatınızda yara mimarisi olan kişi/kişileri. Sonra hem kendinizi hem onu azad edin ve yolunuza devam edin.
Bunu bir kez yapmaya başladığınızda sadece geçmiş olay ve kişilerden değil, içten içe korkularınızla, intikam nefret vb duygularınızla geçmişte ki olay ve kişi enerjilerini tekrar tekrar hayatınıza almaktan da kurtulmuş, korunmuş olacaksınız.
Unutmayın ki hiçbir şey sebepsiz olmaz. Tesadüfen olmaz. Olan her bir olayın mutlak düzende bir sebebi görevi vardır. Bugün sert esen bir rüzgarda uçuşan sarı yapraklar, ardından gelecek baharın tomurcuklarına yer açmak içindir. Siz de hayatınızdan verimsiz sarı yaprakları uğurlayın ve baharın dallarınızı yeşertmesine müsaade edin. Edin ki ömrünüze, ruhunuza, rızkınıza güneş açsın.
Neden kötüler var da demeyin. Bunu sorgulamak yanılgıdır. Tezatların olmadığı bir dünya alemi var olamaz.
Çünkü bu alemde her şey zıddı ile bilinir.
YORUMLAR
Bu konuya henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...
Bu konuya henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...